What a Great Game, You Should try

28 Ekim 2011 Cuma

SENSİZLİĞİN LİMANINDA BEKLEYEN BİR GEMİYİM...

Sensizliğin limanında bekleyen bir gemiyim

Demir attım yalnızlığa senden çok uzaklarda

Fırtınalar, kasırgalar kopuyor yüreğimde

Aniden alabora olacak

Ve batacak gibiyim

Eğer hala batmadıysam derin sulara

Sağlam olduğumdan değildir Gülüm

Sana kavuşacak Bir umudum olduğu içindir...



DÖN GEL VEFASIZ AŞKINA

Seni çok özledim,
Yollarını gözledim,
Gelmedin diye, ağladım sevdiğim...

Sen yoksun yanımda ondan bende ki bu hüzün,
Seni çok seviyorum, sensin gecem gündüzüm...
Seni çok özlüyorum dön gel, can iki gözüm,
dön gel vefasız aşkına…


SEN OLMAZSAN

Ben yarımdım sen gelmeden önce,
Eksiktim, bir bütün değil parçaydım.
Seninle tamamlandım,
Eksiklerim seninle doldu
Ve seninle bir bütün oldum,
Seninle hayata bağlandım
Yaşamayı öğrendim...

Sen olmazsan
Eksilirim ben.
Sen olmazsan
Üzülürüm ben.
Sen olmazsan
Hayata küserim ben.
Sen olmazsan
Ölürüm ben.


İyi ki varsın,
İyi ki benimsin,
İyi ki benimlesin.

Rabbim ayırmasın Seni benden,
Ayırırsa Seni benden
Durmasın alsın bu ruhumu bu bedenden,
Sen gidince bir köşede ağlayıp üzüleceğimi düşünme
Dayanmaz bu beden gelirim hemen peşinden...
SENİ ÇOK SEVİYORUM
BİTANEM



SEN GİTTİN YA

Senin şehrinde gün doğuyor mu sevgili,
Sen gittin ya
O gündür gecelerim sabah olmadı
yeni bir güne uyanamadım
gecenin sessizliğinde kaldım..
Senin şehrine güneş doğuyor mu sevgili,
Sen gittin ya
Güneşim doğmadı günüme
gecenin karanlığında sessiz ve sensiz odamdayım..
Senin şehrine bahar geldi mi sevgili,
Sen gittin ya
mevsimlerim bitmedi
bahar gelmedi hayatıma...



BANA SENİ GEREK SENİ

Aşkın aldı benden beni,
Bana seni gerek seni;
Ben yanarım dünü, günü,
Bana seni gerek seni.

Aşkın, âşıklar öldürür.
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni.

Sofilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leylâ gerek
Bana seni, gerek seni.

Yunus durur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni...

                                     Yunus Emre



ŞEMS-İ TEBRîZî

“Bazen uzaklaşmak gerekir, yakınlaşmak için

“Bazen hatırlamak gerekir, hatırlanmak için

“Bazen ağlamak gerekir, açılmak için

“Bazen anmak gerekir, anılmak için

“Bazen de susmak gerekir, duymak için.



HER ŞEYİN BİR İLKİ VARDIR

     Her şeyin bir ilki vardır.

- Türkiye’de ilk nüfus cüzdanı 1863-64’te yapılan sayımdan sonra verildi. ‘Osmanlı tezkiresi’ denilen bu ‘nüfus hüviyet’ cüzdanları çizgili, düz bir kâğıt belge niteliğindeydi.

- Belediyelerden izinsiz, bir gecede kurulup çatılıveren evcikler olan gecekondular, Türkiye’de ilk kez 1945 yılında görüldü.

- İftar ve imsak zamanında Rumelihisarı Muvakkithanesi önünde birer kez top atılması, Sultan III. Mustafa döneminde (1757-1774) uygulanmıştı. Sonraları Yedikule’de de birer kez top atılması âdet oldu.

- Tarihimizde ilk Türkiye Kupası karşılaşması şampiyonu Galatasaray futbol takımı. Şampiyonluk karşılaşmalarının sonunda Galatasaray, Fenerbahçe’yi üst üste 2-1, 2-1 yenerek 1962-1963 döneminde ilk kez düzenlenen Türkiye Kupası’nı almıştı.

- Türkiye’de ilk otomobil yapımı 1959 yılında gerçekleşti. İlk Türk otomobili de Anadol markasıyla 1966 yılında satılıp kullanılmaya başlandı. Bundan önce ‘Devrim’ adlı bir otomobil, Eskişehir’de yapılsa da denenip üretiminden vazgeçildi.

- Türkiye’de dolmuşçuluk ilk kez İstanbul’da 1940-1941 yılında başladı. II. Dünya Savaşı sırasında dışarıdan taşıt alınamayınca İstanbul şoförleri ‘dolmuş’ yoluyla yolcu taşımaya başladı.

- Türkiye’de ilk grevler 1872 yılında başladı.

- Türkiye’de ilk devalüasyon olayı, 7 Eylül 1946 yılında yaşandı.

- Ülkemizde ilk çikolata fabrikası 1924 yılında İstanbul’da çalışmaya başladı. Avrupa’ya ilk kez İspanyollar aracılığıyla giren çikolata, fabrika kurulmadan önce Türkiye’ye dışarıdan gelirdi.

- İlk yerli filmi 1914’te Fuat Uzkınay çekti.

- İlk renkli filmi 1953’te Halıcı Kız adıyla Muhsin Ertuğrul çekti.

- Devletin ilk hazinesini Fatih Sultan Mehmet kurdu.

- Türkiye’nin ilk kadın yazarı Cevdet Paşa’nın kızı Fatma Aliye’ydi.

- Hesap makinesini 1960’da kullanmaya başladık.

- İlk elçiyi 1417’de Venedik’e gönderdik.

- İlk lokanta 13. yüzyılda Konya’da açıldı.

- 1868’den beri temizlik vergisi veriyoruz.

- İlk dış borcu 1854’te Abdülmecit döneminde aldık.

- İlk gazete Ceride-i Havadis’i, William Churchill çıkardı.

- İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval 1860’da yayınlandı.

- Havayolu ulaşımı 1933’te başladı.

- 19 Mayıs, 1939’dan itibaren kutlanmaya başlandı.

- Patates, 17. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’dan geldi.

- Türkiye telefonla 1911’de tanıştı.

- Kaşar peynir, 1850’lerde yapılmaya başlandı.



                                                                       Kaynak: arastiralim.com



ELMAS NASIL OLUŞUYOR?

        Yıllarca süren araştırmalar sonunda elmasın, yerkabuğunun 150-200 kilometre kadar altındaki “manto” katmanında oluştuğu saptandı. Bu değerli maden daha sora, volkanik kayanın bir türü olan “kimberlit” ve “lamproit” tarafından yukarı taşınıyor. Bu kaya dünyanın yüzeyinde, baca ya da koni şeklinde yığınlar halinde bulunuyor.

Bir elmasın oluşumu için çok güçlü bir basınç gerekli. 2400 derecelik ısıda yaklaşık 50.000 atmosferlik bir basınç. Bu basınç, örneğin, dev Eyfel Kulesi’nin 12 cm² bir alana uyguladığı basınca denk düşüyor. Bu muazzam basınç olmaksızın karbonun oluşturduğu madde grafitten başka bir şey değil. 



TÜRK İNSANI NEDEN FİKİRLERİNİ ANLATAMIYOR?

TÖMER’in yaptığı bir araştırmada çişetli ülkelerin ilköğretim okullarının ilk beş sınıfının ders kitaplarında kullanılan kelime sayıları tespit edilmiştir:

Amerika 71.681

Almanya 70.400

Japonya 44.224

İtalya 31.762

Fransa 30.193

S. arabistan 13.579

Türkiye 7.260


Kaynak: arastiralim.com



SU ALTINDA GÖRÜNMEZLİK PELERİNİ


Uzmanlar, teknolojinin yakın gelecekte askeri denizaltılara uygulanabileceğini ifade ediyor.

ABD'deki Teksas Üniversitesi'nden nanoteknoloji araştırmacıları, arkasındaki nesneleri su altında gizleyebilen bir 'görünmezlik pelerini' üretti. Sistemin, askeri amaçlarla kullanılabileceği belirtiliyor.

Dallas'taki üniversite, yaklaşık 1 molekül kalınlığındaki karbon nano-tüp (CNT) tabakalarından oluşan görünmezlik teknolojisinin nasıl çalıştığını gösteren video yayınladı. Basit bir açma - kapama düğmesiyle başlatılan ve elektrik akımı ile harekete geçen şeffaf CNT'ler, yaydıkları ısıyı çevrelerine ileterek bir çeşit serap etkisi oluşturuyor. Serap etkisi, atmosferde ışığın kırılmasından doğan, çöllerde ve uzun yollarda kolaylıkla gözlemi yapılabilen optik yanılma olarak biliniyor.

CNT'ler, ürettikleri sıcaklığı çevrelerine yayarak perde meydana getiriyor. Bu da ışığın, gizlenmek istenen nesnenin etrafında bükülmesini ve arkasına geçmesine sebep oluyor.

Nesne, bu sayede görünmez hale gelebiliyor. Hava kadar yoğunluğa ve çeliğin sağlamlığına sahip olan CNT, su altında kusursuz bir serap etkisi oluşturabiliyor.

Araştırma ekibinin lideri Doktor Ali Aliev, "Bu CNT tabakaları, istediğimiz anda açıp kapatılabilen ve gözün algılayabileceği tüm optik spektrumda kullanılabilen gizlenme gerçekleştirebiliyor" açıklamasını yaptı. Uzmanlar, teknolojinin yakın gelecekte askeri denizaltılara uygulanabileceğini ifade ediyor.

Araştırma sonuçları, dün bilim dergisi Nanotechnology'de yayınlandı.

Cihan
Alıntı : Habertürk



ARIM,BALIM,PETEĞİM...

  Genç adam, yaşı karı-kocanın evlerine misafir olur..
75 yaşındaki amca karısından bir bardak daha çay isterken:
"çiçeğim, bir bardak daha verir misin..?" der.
Sonra da "Peteğim, şekersiz lütfen" diye ekler.
Kendisine 65 yaşındaki tatlı karısının getirdiği tavşan kanı çayı alırken de
"Bebeğim, sana çok zahmet oldu" der.
Genç adam, yaşlı amcanın karısına kullandığı sevgi sözcüklerinden çok etkilenir.
"Amcacığım, kaç yıllık evlisiniz..?" diye sorar. Yaşlı ama dinç adam,
"40 seneyi geçti evladım" der.
Genç adam: "Vallahi maşallah, Allah muhabbetinizi artırsın.
Sürekli çiçeğim, peteğim, bebeğim gibi güzel sözlerle hitap ediyorsunuz galiba..."
Yanakları pembeleşmiş teyze "Doğru, bir kaç yıldır hep bana böyle hitap ediyor"
deyip mutfağa doğru yöneldiğinde
yaşlı amca genç adamın kulağına doğru eğilerek:
"şiişşt, Çaktırma, 2 sene önce adını unuttum, hala hatırlayamıyorum... (:



YÜKSEKLİK KORKUSU NEDEN OLUR?

        Yükseklik korkusu, genellikle düşmekten korkma ya da boşluktan tedirgin olma diye bilinir.
Ama tam da böyle değildir. Bu, esasında bir denge sorunudur.
İnsanın dengesi birkaç unsur tarafından belirlenir. Görme, dokunma ve duyma. Olağan hareketler sırasında, bütün bu unsurlar kesişir.
Ama olağan dışı bir harekette, değişik sinirler tarafından bu hareketle ilgili olarak beyne yollanan bilgiler çelişki yaratır. Beyin bunları yorumlamakta zorlanır. Deyim yerindeyse beynin "kafasi karışır".
İşte insan çok yüksek bir yerde durduğu zaman, böyle bir karışıklık meydana gelir.
Aşağı bakan göz, yerin uzaklığını saptayamaz ve beyne kesin bilgi yollayamaz. Halbuki, ayaklar sert bir şeyin üstünde durdukları için "yere dokunuyorum" mesajını verir. Bu iki farklı bilgi beyinde çelişki yaratır ve beyin, vücudun pozisyonunu netleştiremez.



SAÇIMIZ HAKKINDA BİLİNMEYENLER

-Saç % 50.65 karbon, %20.85 oksijen, %17.14 nitrojen, %6.36 hidrojen ve % 5 sülfürden meydana gelir. Ayrıca magnezyum, arsenik, demir, krom ve daha pek çok metal ve mineral de içerir.

-Koyu saçta sarı saçtan daha fazla karbon bulunur.

-Saçlarımız her ay yaklaşık olarak 1,5 cm uzar. Ayrıca 15-30 yaşları arasında ve kadınlarda saçın uzaması daha hızlıdır.

-Bir saç telinin normal yaşam uzunluğu 4-7 yıldır.

-Saçların dökülmesi günlük ve normal bir olaydır. Günde yaklaşık 75-150 tel saçın dökülmesi sıradan bir olaydır.



SİZ BUNU OKURKEN...

*Gözünüzde yaklaşık yüz milyar işlem yapıldı.

*Vücudunuzda 8 milyon hücre öldü. Ölen hücrelerin yerine 8 milyon yeni hücre yaratıldı.

*Vücudunuzda 2,5 milyondan fazla alyuvar hücresi üretildi.

*Her hücre ortalama 2000 protein oluşturdu.

*Kalbiniz 83 cm3 kan pompaladı.

*Anne karnındaki bir ceninde 5000 tane sinir hücresi üretildi.

*Ay'dan yola çıkan ışık gözünüze ulaştı.

*Güneş'ten gelen her bir foton 300.000 km yol katetti.

*Yağmurlarla yeryüzüne 16 milyon ton su indi.

*Yeryüzünde 100 şimşek çaktı.

*Dünya uzayda dev kütlesiyle 30 km. yol aldı.

*Güneş 564 milyon ton hidrojeni 560 milyon ton helyuma çevirdi.



DÜNYAYI SARSAN 50 İLGİNÇ GERÇEK

   BBC Programcısı Jessica Williams, dünyanın röntgenini çekmiş. Tespitlerini ise "Dünyada Değişmesi Gereken 50 Gerçek" adını verdiği bir kitapta toplamış.

"50 gerçek" olarak adlandırılan aykırılıklar, yanlışlıklar veya sorumsuzluklar, ilk bakışta birbiriyle ilintili gözükmeyebilir. Ama her biri, dünyanın çivisinin üzerine bir balyoz gibi iniyor.

İşte, dünyayı tersine çeviren 50 gerçek

1- Bir Japon kadını ortalama 84 yıl, bir Botswanalı kadın sadece 39 yıl yaşıyor.

2- Dünyadaki obez nüfusun üçte biri, gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.

3- ABD ve İngiltere, gelişmiş ülkeler arasında en yüksek erken hamilelik oranına sahip.

4- Çin'de 44 milyon kadın kayıp.

5- Brezilya'daki Avon kadınlarının sayısı, asker sayısından fazla.

6- 2002'de idamların yüzde 81'i ABD, Çin ve İran'da gerçekleşti.

7- İngiliz süpermarketleri, müşterileri hakkında hükümetten daha fazla bilgiye sahip.

8- AB'deki her inek için verilen günlük 2.50 dolarlık sübvansiyon, Afrika'nın yüzde 75'inin günlük geçiminden daha fazla.

9- 70'in üzerindeki ülkede aynı cinsten iki kişinin ilişkisi yasak, 9'unda ise cezası ölüm.

10- Dünya nüfusunun beşte biri, günlük 1 dolarında altında gelirle yaşıyor.

11- Rusya'da yılda 12 binin üzerinde kadın aile içi şiddet sonucunda hayatını kaybediyor.

12- 1 yılda 13.2 milyon Amerikalı, estetik ameliyat yaptırdı.

13- Kara mayınları nedeniyle saatte bir insan ölüyor ve sakat kalıyor.

14- Hindistan'da 44 milyon çocuk işçi var.

15- Sanayileşmiş ülkelerde insanlar, günde 6-7 kg katkı maddesi yiyor.

16- Dünyanın en çok kazanan sporcusu golfçu Tiger Woods, yılda 78 milyon dolar, yani saniyede 148 dolar kazanıyor.

17- Amerikalı 7 milyon kadın, 1 milyon erkek yeme bozukluğu çekiyor.

18- 15 yaşındaki İngilizlerin yarısı uyuşturucu kullanmış, dörtte biri sigara içiyor.

19- Washington'daki lobi endüstrisinde 67 bin kişi, her seçilmiş kongre üyesi için 125 kişi çalışıyor.

20- Motorlu araçlar dakikada 2 insanı öldürüyor.

21- 1977'den bu yana ABD'deki kürtaj kliniklerinde 80 bin şiddet ve taciz vakası yaşandı.

22- Mc Donalds'ın altın kemerini tanıyanların sayısı, Hıristiyan tacını tanıyanlardan fazla.

23- Kenya'da bir ailenin gelirinin üçte biri rüşvete gidiyor.

24- Dünyadaki yasadışı uyuşturucu pazarı 400 milyar dolar.

25- Amerikalıların üçte biri, uzaylıların geldiğine inanıyor.

26- 150'den fazla ülkede işkence var.

27- Her gün dünya nüfusunun yedide biri, yani 800 milyon insan aç kalıyor.

28- Amerikalı siyah erkeklerin hapse girme ihtimali, yüzde 33.

29- Dünyanın üçte biri savaş halinde.

30- Petrol rezervleri 2040'da tükenebilir.

31- Sigara içenlerin yüzde 82'si gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.

32- Dünya nüfusunun yüzde 70'i, bugüne dek hiç çevir sesi duymadı.

33- Silahlı çatışmaların dörtte biri, doğal kaynakları ele geçirmek için yaşanıyor.

34- Afrika'da 30 milyon kişi AIDS.

35- Her yıl 10 dil ölüyor.

36- İntiharla ölenlerin sayısı, çatışmalarda ölenlerden fazla.

37- ABD'de her hafta ortalama 88 öğrenci sınıfa silah getiriyor.

38- Dünyada en az 300 bin düşünce suçlusu var.

39- Her yıl 2 milyon genç kız ve kadın sünnet ediliyor.

40- Silahlı çatışmalarda 300 bin çocuk asker savaşıyor.

41- İngiltere'de 2001 seçimlerinde 26 milyon kişi, Pop Idol'un ilk sezonunda 32 milyon kişi oy kullandı.

42- ABD, pornografiye yılda 10 milyar dolar harcıyor.

43- ABD, "haydut devlet" diye ilan ettiği 7 ülkeden 33 kat daha fazla askeri harcama yapıyor.

44- Dünyada 27 milyon köle var.

45- Amerikalılar çöpe saatte 2.5 milyon plastik şişe atıyor, yani her üç haftada bir Ay'a ulaşmaya yetecek uzunlukta şişe birikiyor.

46- Sıradan bir İngiliz, günde yaklaşık 300 defa kameraya yakalanıyor.

47- Her yıl 120 bin kadın veya genç kız, Batı Avrupa'ya satılıyor.

48- Yeni Zelanda'dan İngiltere'ye uçakla getirilen bir tane kivi, atmosfere kendi ağırlığının 5 katı sera gazı salıyor.

49- ABD'nin, BM'ye 1 milyar dolardan fazla borcu var.

50- Yoksul aile çocuklarının psikolojik sorun yaşama ihtimali, zengin aile çocuklarına göre 3 kat daha fazla.



BAŞARI NEDİR?


4 yaşında başarı ....donuna işememektir.
12 yaşında başarı..........arkadaş bulabilmektir.
16 yaşında başarı.................araba sürebilmektir.
20 yaşında başarı.........................seks yapabilmektir.
35 yaşında başarı .......................para kazanabilmektir.
50 yaşında başarı .......................çok para kazanabilmektir.
60 yaşında başarı ..........................seks yapabilmektir.
70 yaşında başarı ................araba sürebilmektir.
75 yaşında başarı .........arkadaş bulabilmektir.
80 yaşında başarı ....donuna işememektir.

Prof. Albert Follanberg


DİPLOMASİ

             Adamın biri Afrika'da safariye çıkarken yanına minik
köpeğini de almış.
Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri
kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş. Ne yapacağını
düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük
yiyeceğini arıyor. “Simdi başım dertte" diye düşünmüş minik köpek. Etrafına
bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği
yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi
kestirmeye çalışıyormuş.
Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine
konuşmuş; "Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir
tane daha var mi?" Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki
ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış. "Tam zamanında kurtardım
yoksa bu köpeğe yem olacaktım" diye düşünmüş leopar. Bütün bunlar olup
biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş.
Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparın
yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar kopeğin yaptıklarına çok
sinirlenmiş ve maymuna
"Atla sırtıma, gidip sunu yakalayalım" demiş. Ancak minik köpek neler
olduğunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte süratle kendisine
yaklaştığını fark etmiş. "Simdi ne yapacağım" diye düşünürken kaçmaya
teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek,
kemikleri kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine
konuşmuş; "Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok!"

Diplomasi böyle bir şey iste...
 Yapabiliyorsan;
hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen.



DÜNYA DA EN ÇOK KULLANILAN DİLLER

Çince dünyada en çok konuşulan dillerin arasında 1. dir.
Çince’yi dünyada toplam 1.300.000.000 insan konuşuyor.
İngilizce‘yi 427.000.000 kişi konuşuyor.
İspanyolca dünya dilleri arasında en fazla konuşulan 3. dil.
İspanyolca‘yı 266.000.000 kişi konuşuyor
Resmi dili İngilizce olan Hintlilerin kendi öz dili olan Hintçe ise en çok konuşulan diller arasında 4. sırayı almış durumda.
Hintçe‘yi 260.000.000 kişi konuşuyor.
Türkçe’yi Doğu Türkistan’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kadar çoğunluğu Orta Asya’da olmak üzere 220.000.000 Türk konuşuyor.
Türkiye‘yi 6. sırada Arapça takip etmektedir.
Arapça‘yı 181.000.000 kişi konuşuyor
Dünyada en çok konuşulan diller arasında Portekizce 7. sıradadır.
Portekizce‘yi 165.000.000 kişi konuşuyor.
Bengalce ise dünyada en çok konuşulan diller sıralamasında 8. sırada yer alıyor.
Bengalce‘yi 162.000.000 kişi konuşuyor.
Rusça en çok konuşulan diller arasında 9. sıradadır.
Rusça 158.000.000 kişi tarafından konuşuluyor.
Japonca ise 10. sırada yerini alıyor.
Japonca‘yı toplam 124.000.000 kişi konuşuyor.
Almanca’ en çok konuşulan diller arasında 11. sırada.
Almanca‘yı 121.000.000 kişi konuşuyor.
Avrupa dillerinden olup en zor dillerden biri olan Fransızca en çok konuşulan dillerden biridir ve 12. sırada yerini almaktadır.
Fransızca‘yı dünya üzerinde toplam 116.000.000 kişi konuşuyor.


 haber.mynet.com

AYAKTA SU İÇMEK

             İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır. Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak barsağına geçer.

Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen bir oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek 12 parmak barsağına (duodenum) geçer.
Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak barsağına geçer.
Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera da dâhil, birçok insan hastalıklarından korunmuş olur.
Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar.

Resulûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
Sakın sizden birisi ayakta su içmesinKim unutarak (ayakta) su içerse derhal kussun.
(Müslim,Beyhaki)



MAVİ BALİNA

- Bir mavi balinanın kafası o kadar geniştir ki, dili üzerinde 50 insan ayakta durabilir.

- Hayvanın aort gibi büyük bir atardamarının içinde bir insan bebeği emekleyebilir.

- Mavi balinanın 450 kg’lık kalbinin büyüklüğü küçük bir araba, örneğin bir Volkswagen Beetle kadardır

- Akciğer kapasitesi 5,000 litredir.

- Mavi balinalar yılın sekiz ayı neredeyse hiçbir şey yemezler ama yaz aylarında neredeyse sürekli beslenerek günde üç ton yemek yerler.

- Mavi balinanın dili bir filden daha ağırdır; kalbi bir araba boyundadır; midesi bir tondan fazla yiyecek alabilir. Aynı zamanda tek bir hayvanın çıkarabileceği en yüksek sesi çıkarır: Düşük frekanstaki bir "mırıltısı" diğer balinalar tarafından 16.000 km uzaklıktan duyulabilir.

- Gel görki bir mavi balinanın yutabileceği en büyük şey bir greyfurttur.



THOMAS EDİSON AMPULÜ İCAT ETTİĞİ ZAMAN

            Thomas Edison elektrik ampulünü icat ettiği zaman, ampulü çalışır hale getirebilmek için 2000'in üzerinde deney yapmak zorunda kalmış. Bir gazeteci kendisine bu kadar başarısızlığa uğradıktan sonra neler hissettiğini sorunca, onu şöyle yanıtlamış: "Hiç başarısızlığa uğramadım ki. Ben elektik ampulünü icat ettim ve bu icat sadece 2000 aşamalı bir süreçti."


ALİMLERİN BULUŞU

İbni Yunus: (?-1009) Galile’den önce sarkacı buldu.

İbnünnefis: (1210-1288) Küçük kan dolaşımını bulan ünlü İslam alimi.

İbrahim Efendi: (18.yüzyıl)Osmanlılarda ilk denizaltıyı yapan mühendis.

Akşemseddin: (1389-1459) Pasteur’den önce mikrobu bulan ilk bilim adamı.

Ammar: (11.yüzyıl) İlk katarak ameliyatını kendine has biçimde yapan bilim adamı.

Battani: (858-929) Dünyanın en meşhur 20 astronomundan biri, trigonometrinin mucidi, sinus ve kosinüs tabirlerini kullanan ilk bilgin.

Cabir Bin Eflah: (12. yüzyıl) Çubuklu güneş saatini bulan bilim adamı.

Cahiz: (776-869) Zooloji İlminin öncülerinden. Hayvan gübresinden amonyak elde etti.

Cezeri: (1136-1206) İlk sistem mühendisi, sibernetikçi, elektronikçi ve bilgisayarın babası; oysa bilgisayarın babası yanlış olarak İngiliz matematikçi Charles Babbage olarak bilinir.

Demiri: (1349-1405) ilk zooloji ansiklopedisini yazan alim.

Ebu’l Vefa: (940-998) Matematik ve Astronomi bilginidir, trigonometriye; tanjant, kotanjant, sekant ve kosekantı kazandıran matematik bilginidir.

Ebu Maşer: (785 - 886) Med-Cezir olayını (gel-git) ilk keşfeden bilgin.

Gıyasüddin Cemşid: (?-1429) Ondalık kesir sistemini bulan Cemşid aynı zamanda cebir ve astronomi alimi.

Harizmi: (780 - 850 ) İlk cebir kitabını yazan ve batıya cebiri öğreten kişidir. Adı algoritmaya isim olurken, rakamları Avrupa’ ya öğreten kişi olarak tanınır.

İbni Cessar: ( ?- 1009) Cüzzam hastalığının sebeb ve tedavilerini 900 sene önce açıklayan müslüman tabip.

İbni Fazıl: (73 -805) 12 asır önce ilk kağıt fabrikasını kuran vezir.

İbni Havkal: (10. yüzyıl) 10 asır önce ilmi değeri yüksek bir coğrafya kitabı yazan alim.

İbni Karaka: (?- 1100) Dokuzyüz yıl önce torna tezgahı yapan bilgin.

İstahri: (10. yüzyıl) Minyatürlü coğrafya kitabı yazan bilgin.

Kadızade Rumi: (1337-1430) Osmanlının ve Türklerin ilk astronomudur.

Kambur Vesim: (?- 1761) Verem mikrobunu Robert Koch’dan 150 sene önce keşfeden ünlü doktor.

Kazvini: (1203-1283) Ortaçağın Herodot’u Müslümanların Plinius’u , astronom ve coğrafyacı bilgin.



GÜLMEK...

             Güldüğümüzde yüzümüzde 15 kas birlikte çalışıyor.

- Güldüğümüz zaman tümör ve virüslerle savaşan hücrelerimizin sayısı da artıyor.

- Çocuklar günde yaklaşık 300 kez gülüyor, yetişkinler ise günde ortalama 17 kez gülüyor.

-Kadınlar erkeklerden % 126 oranında daha fazla gülüyor.


-Özellikle ruhsal bazı hastalıkların tedavisinde gülme terapisi kullanılıyor. Hastalar üzerinde olumlu etkileri olduğu gözleniyor.



KEDİLERİN GÖZLERİ GECE NEDEN PARLAR?

         Kedinin gözleri karanlıkta parlar ; diğer nokturnal (geceleri aktif olan) hayvanlar gibi kedilerin gözlerinde “tapetum lucidum” olarak adlandırılan bir tabaka bulunur. Bu tabaka ışığı bir ayna gibi yansıtır ve kedilerin gözleri karanlıkta bu nedenle parlar. Tapetum lucidum, retina’nın gerisinde yer almaktadır, guanine maddesinin özel parlak hücrelerinin on beş tabakasının oluşturduğu özel hücreler topluluğudur.
Işık retinadan geçerken "tapetum lucidum" absorbe edilmeyen ışığı yansıtır. Tapetum lucidumun ışığı yansıtması, retinanın ekstra ışık almasını sağlar, bu da kedinin gece görüşüne yardım eder. Tapetum lucidum'un diğer bir etkisi de, ışığın belli bir açıdan kedinin gözüne çarptığı zaman, kedinin gözlerinin az ışıkta bile parlamasına neden olmasıdır.
Bir kedinin gözü genellikle altın sarısı ya da yeşil renkte parıldar. Siyam'ların gözleri ise diğer kedilerden farklı olarak parlak kırmızı (yakut renginde) parıldar.



SHREK'İN GERÇEK OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

          İngilizce Wiki ye göre; Maurice Tillet 1903 te Fransa da doğmuş. 14 dil konuşabilecek kadar zeki bir insanmış.

Ayrıca iyi bir şairmiş. 20 li yaşlarda geçirdiği, nadir görülen bir hastalık nedeniyle kemik yapısı kontrolsüzce büyümüş ve görünüşünde ciddi değişiklikler olmuş.
Görünümü nedeniyle rencide edilen Tillet Amerika ya yerleşmiş ve Fransız Meleği (The Rench Angel) unvanı ile profesyonel güreşçi olmuş.
Kendisine takılan isim ise Rinklerin Korkunç Devi (Freak Ogre of the Ring).
Kariyerindeki en büyük olay 1944 te AWAW(American Wrestling Association World) şampiyonu Steve Caset(Crusher) i yenmesi olmuş.

Daha sonraki dönemde Tillet, iş adamı Patrick Kelly 'nin de içinde bulunduğu pek çok insanın dostane yaklaşımlarına rağmen inzivaya çekilmiş.
Tillet 1954 'te kalp krizinden ölmüş.
Güreş şampiyonu Booby Managoff tarafından Tillet 'in 3 adet plastik yüz maskesi yapılmış(kendi onayı ile).
Maskelerden biri Milo Steinborn 'a verilmiş, bu maske sonradan York Barbell Museum 'a bağışlanmış.
İkincisi Patrick Kelly 'ye verilmiş ve yıllarca ofis masasında kalmış.
Üçüncü maske Lowa 'daki Uluslar Arası Güreş Müzesi 'ne (International Wrestling Museum) bağışlanmış.
Tillet 'in, 1950 'de Louis Linck tarafından yapılmış küçük bir büstü Chicago 'daki Museum of Surgical Science (Cerrahi Bilimler Müzesi) 'nde sergilenmekteymiş.

Tillet 1954 'te kalp krizinden ölmüş.



GİZLİCE SEVDİĞİM

Rüyalar bile geceleri bekler
Gizlice görünmek için
Yüreğimdesin, saklısında içimin
Gizlice sevgilim

Kimse bilmesin üzgünlüğümü
Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu
En gizli kuytularında ömrümün
Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu

Gizlice sevgilim, yaşam kadar acı
Canımı tutuşturan özlem gibi
Özlüyorum derin yok oluşta
Gizlice sevgilimi

                                                 ATAOL BEHRAMOĞLU


BEN AŞK ADAMIYIM

Dolaştığım denizlerce düşünüyorum,
Bineceğim son gemi değil midir
Hayır sahibi omuzlarda giden tabut.
Herkes gibi teselliye muhtaç olsaydım eğer,
Derdim ki: "Elbet bir ağlayanım olur benim de;
Ramazan geceleri Yasin okuyanım,
Baharda kabrime menekşe getirenim de."

Fakat bütün bunlar da olur,
Yine tasa etmem,
Yine kırılmam kimseye.
Ben aşk adamıyım,
Sevmeye geldim insanları,
Gönlümle, elimle, kafamla sevmeye;
Hesapsız, karşılıksız,
Ayrılık gayrılık gözetmeden.
Gün gelip gidersem şayet,
Öyle severekten gideceğim ki,
Karanlık kıyılardan bile olsa,
Candan selamlarım,
Civarımdan geçecek gemileri;
Güneşli gemileri;
Şarkılı gemileri;
İçlerinde kendim varmışım gibi!

                                                        CAHİT SITKI TARANCI



SADECE SEVMEK İSTİYORUM

Canım yalnızca sevmek istiyor seni..
öncesini ve sonrasını düşünerek değil, alışılmış bir tören gibi hiç değil. Dokunmadan , gözlerine bile bakmadan konuşmadan .

Unutup , tekrar hatırladığım ve çok sevdiğim bir şarkıyı hiç bıkmadan defalara ara vermeden içten içe mırıldanıp zamandan koparıp alır gibi sevmek istiyorum seni ..

Saçlarını yüzünden ayırıp
Gözlerini kirpiklerinden
Ellerini bileklerinden
İsmini bedeninden ayırıp
Ayrı ayrı bir evin odalarını gezer gibi ..
Keşfeder gibi sevmek istiyorum seni..

İlk kez merakla ve hayranlıkla , kırmızının detayında dakikalarca takılıp bakar gibi..

Sevdiğim hiçbir eşyayı yanıma almadan çıkar gibi
Süregelen bir sevgiyle değil !
Öğretilmemiş bilmediğimiz biçimlerde .
Kuşların kanatlarını açıp özgürlüğe süzülmesine yarayan içgüdüleriyle..
İçimden geldiği gibi canım sadece sevmek istiyorum seni ..


Bir yaz günü tenine vuran sıcaklığı gibi güneşin
serin bir akşamın denizden esen rüzgarıyla içine işlediği yosun kokuları gibi..
anlatamadığın ama bırakmak istemediğin bitmesini hiç istemediğin bir hisle..

Canım yanlızca sevmek istiyor seni..
Ne umut etmek , Ne beklemek
HİÇBİR ŞEY
Sadece Sevmek istiyorum seni...

                                                                 SUNAY AKIN




GEL BANA ANLATMA

Yarım aklım bir sana erdi
Yarım kaldı sende olsun değerdi
Kırmaya yüzsüzleştiğin kalbim
Bir tüy kadar hafif şimdi
Aklımı senden kaçırınca
Gel bana anlatma
Zamanım sende dursun
Bırak yarım kalsın
Ya da al elimde kalan ne varsa
Bi düş gördüm ya da o beni gördü
Sağır bir gürültü aramızdan süzüldü
Kırmaya yüzsüzleştiğin kalbim
Bir tüy kadar hafif şimdi
Aklımı senden kaçırınca ahh
Gel bana anlatma



22 Ekim 2011 Cumartesi

DAĞLICA SALDIRISINI PLANLAYAN İSİM HAVA HAREKATINDA ÖLDÜ

PKK'ya yakın haber ajansı 10 Ekim'de yapılan hava harekatında 7 örgüt yöneticisini öldüğünü açıkladı.

10 Ekim tarihinde Irak'ın kuzeyindeki hedeflere yapılan saldırılarda terör örgütü ağır kayıplar verdi.Terörörgütü kendine yakın birinternetsitesi aracılığıyla 3 üst düzey yöneticinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Ölen örgüt yöneticilerinin Rüstem Osman, Guhar Çekirge ve Yücel Halis olduğu açıklanırken 4 örgüt üyesinin de öldüğü duyuruldu
Ölen isimlerden Yücel Halis oldukça dikkat çeken bir isim. Örgütün son dönemlerde gerçekleştirdiği kanlı eylemleri sorumlularından biri olarak sık sık adı geçen Yücel Halis'in ismi ilk 12 Mehmetçiğin şehit düştüğü Dağlıca baskınıyla gündeme geldi Hain baskını bizzat planlayan Halis, saldırıda kaçırılan 8 askerin teslimi sırasında hazırlanan tutanağa PKK adına imza atan kişiydi. Halis'in ismi bir de 37 kişinin yanarak can verdiği Madımak Katliamı'yla ilgili soruşturmada da geçmişti

Yücel Halis kimdir?
SHP'li milletvekili ve devlet bakanı Ziya Halis'in yeğeni olan Yücel Halis örgüt içinde "Koçgiri Celladı" olarak tanınıyordu. Sivas-Zara-Divriği hattının sorumlusu olan Yücel Halis'in ilk eylemi 2 Temmuz 1993SivasMadımak olaylarından 3 gün önce Erzincan-Sivas Karayolu'nu kesmek oldu. Yücel Halis, 1997'de Abdullah Öcalan tarafından Şam'a çağrıldı. Bir süre Ermenistan'da kalan Yücel Halis daha sonra K.Irak Bölgesi'ndeki kamplarda eğitmen oldu. 2005'te Hakkari bölgesinden sorumlu olan Halis'in adı 12 Mehmetçiğin şehit düştüğü Dağlıca baskınıyla duyuldu. Kadri Çelik isimli örgüt yöneticisiyle baskını bizzat planlayan Halis, saldırıda kaçırılan 8 askerin DTP'li milletvekillerine teslimi sırasında hazırlanan tutanağa PKK adına imza atan kişiydi.
'Alevileri devlete ezdirirsek kendi tarafımıza çekebiliriz'
Yücel Halis hakkında bilgi veren gizli tanıklardan biri şunları anlattı: "Yücel Halis Alevi kökenlidir. Örgüt içindeki Alevileri ajite ederdi. Sünni köylere yönelik eylemler gerçekleştirdi. Hamu Çimen olarak bilinen bölgedeki köye saldırı düzenlendi. Alevi vatandaşları ayrıldı, 4 Sünni öldürdü. 'Sünniler zaten devletin tarafındadır, safları bellidir. Aleviler de devlete yakınlaşıyor. Alevileri devlete ezdirerek taraf olmaya zorlamak lazım. Alevileri devlete bu şekilde ezdirirsek Alevileri tarafımıza geçeriz' diyordu." PKK'da yer almış başka bir şahıs da şunları söyledi: "1994'de Selimiye köyüne yapılan baskın talimatını Abdullah Öcalan bizzat ALİŞER KOÇGİRİ (kod) Yücel Halis'e verdi. Bu eylem yapılmadan önce Alişer "Madımak Otelinin yakılması olayına karışanlardan bir tanesi bu köylüdür. Bu köy Sünni Türk köyüdür, Aleviler yalnız değil, onlara sahip çıkılması lazım. Bölgede Alevilerin güçlü olduğunu ispatlamak amacıyla bu eylemin yapılması gerekiyor. Yani bölgede Alevilerle Sünnilerin birbirleriyle çatışması gerekiyor" dedi." Selimiye köyüne gidildiğinde, köyde bulunan koruculardan dokuzu bir araya topladıktan sonra bu şahıslardan bir tanesinin eline saz verilip sazı çalması istendi. Şahıs sazı çalarken yanındaki 9 kişiyle birlikte tarandılar ve hepsi öldü."



CEP TELEFONU BEYİN TÜMÖRÜNE YOL AÇMIYOR

Cep telefonu kullanımının beyin tümörüne ya da herhangi bir sağlık sorununa yol açıp açmadığı 20 yıldan bu yana tartışılan bir konuydu.
Bir çok araştırma cep telefonlarının güvenli olduğunu kaydetse de kuşkular giderilmemişti.
Ancak bugüne dek yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri, cep telefonu kullanımının beyin tümörü oluşması riskini artırmadığını ortaya koydu.
Araştırmanın sonuçları İngiliz Tıp Dergisi'nde yer aldı.
Dünya Sağlık Örgütü bu yıl başlarında cep telefonu kullanımını "büyük olasılıkla kanserojen" olarak nitelendirirken cep telefonlarını, kahve ile aynı kategoriye yerleştirmişti.
Danimarka'da yürütülen son araştırmaya ise, 18 yaşın üzerinde cep telefonu kullanan 350 binden fazla denek katıldı.
Araştırma, cep telefonlarının beyin ve merkezi sinir sisteminde tümör oluşması riskini artırmadığı sonucuna vardı.
Ama uzmanlar bu alanda daha fazla çalışma yapılması gerektiğinin de altını çiziyor.
Özellikle çocuklarda cep telefonlarının nasıl bir etkisi olduğuna ilişkin yeterli çalışma bulunmuyor.
İngiltere Sağlık Bakanlığı hala, 16 yaş altındaki çocukların cep telefonlarını ancak gerekli olduğu durumlarda kullanmaya ve görüşmeleri de kısa kesmeye çağırıyor.
Son bulgulara tepkiler de çeşitli oldu.
Kimi uzmanlar bulguları tatminkar diye değerlendirirken, kimileri de denek seçimini eleştirdi; cep telefonlarını en çok kullanan meslek sahibi kişilerin araştırmaya dahil edilmemiş olmasına dikkat çekti.



BM 'FİLİSTİNLİ ÇOCUKLAR KÖTÜ DURUMDA'

Birleşmiş Milletlerin Filistin'de görevli raportörü, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde işgalin çocukların sağlıkları ve refahı üzerinde ciddi etkileri olduğu uyarısı yaptı.

BM özel raportörü Richard Falk, BM Genel Kurulu İnsan Hakları Komitesine sunduğu raporunda çocukların durumunun iyileştirilmesi çağrısı yaptı.
Amerikalı emekli hukuk profesörü Falk, ayrıca, İsrail ordusu tarafından yakalanan çocuklar için uygulamaların iyileştirilmesini istedi.
Falk, tutuklanan ya da gözaltına alınan Filistinli çocuklara şiddet uygulandığı yolundaki bildirimleri aktararak, son yıllarda çoğunluğu taş atma suçlamasıyla tutuklanan küçük yaştakilerin sayısının arttığına dikkati çekti.
BM raportörü, iddialara göre 3 yaşındaki bir kız çocuğunun İsrail askerleri tarafından evinin önünden alınarak, bir kontrol noktasında ağabeyinin yerini söylemesi için tehdit edildiği olayı da aktardı.
Richard Falk, BM ajansları ve insan hakları organizasyonları belgelerine göre geceyarısı yapılan tutuklamalar, çocukların sorgu için ailelerinden alınması, gözaltında kötü muamele gibi uygulamaların yapıldığını söyledi.
İsrailli yerleşimcilerin verdiği rahatsızlık nedeniyle çok sayıda Filistinli çocuğun da okula gitmediğini kaydeden Falk, ''Yerleşimcilerin şiddetinin engellenmemesi ve cezalandırılmaması, İsrail'in sivil halkı koruma yönündeki yasal sorumluluğunun ciddi ve sürekli bir ihlalidir'' dedi.
Falk, daha önce de yaptığı bir açıklamada, İsrail'i Nazi Almanyası ile karşılaştırarak, insanlığa karşı suç işlemekle itham etmiş ve İsrail hükümetinin tepkisini çekmişti.


AA


ETA SİLAH BIRAKTI

İspanya'nın kuzeydoğusundaki Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ve AB terör örgütleri listesinde bulunan ETA, 43 yıl sonra silahlı mücadeleyi bıraktığını açıkladı.

ETA, Bask bölgesinde yayınlanan Gara ve Berria adlı gazetelerin internet sitelerinde yayımlanan yazılı bildiride ve bir video görüntüsünde, ''silahlı faaliyetlerini tamamen sona erdirdiğini'' duyurdu.
Silah bırakmakta ''kararlı olduğunu ve açık bir vaatte bulunduğunu'' vurgulayan ETA, İspanyol ve Fransız hükümetlerine ''çatışmanın sonuçlarını çözüme kavuşturmak için direk bir diyalog yolu açılması'' çağrısında bulundu.
Yüzleri kapalı 3 kişi tarafından okunan ETA bildirisinde yapılan açıklamadan ''tarihi'' diye bahsedilirken,''Bask bölgesinde yeni bir siyasi dönem başladı. Siyasi sorunlara demokratik ve adil çözüm bulabilmek için tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız'' denildi.
GeÇen pazartesi günü San Sebastian kentinde yapılan Uluslararası Barış Konferansı'nın sonunda yapılan ''silah bırakma'' çağrısına atıfta bulunan ETA, bunu ''büyük bir siyasi girişim'' olarak değerlendirdi. Söz konusu Uluslararası Barış Konferansı'na, eski BM Genel Sekreteri ve Nobel Barış Ödülü sahibi Kofi Annan, eski İrlanda Başbakanı Bertie Ahern, eski Norveç Başbakanı Gro Harlem Bruntland, İrlanda'daki Sinn Fein partisinin lideri Gerry Adams, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in Kuzey İrlanda ile ilgili konulardaki başmüzakerecisi Jonathan Powell, eski Fransa İçişleri Bakanı Pierre Joxe gibi isimler ile Bask bölgesinde şu anda ana muhalefette bulunan Bask Milliyetçi Hareketi (PNV) ve Bask parlamentosundaki diğer siyasi partiler, Bask'taki aşırı milliyetçi sol hareket ''izqiuerda abertzale'', Bask'taki sendikalar ile bazı işadamları katılmıştı.

ETA son olarak 5 Eylül 2009 tarihinde ateşkes ilan etmiş ve 10 Ocak 2011'de bunu ''kalıcı, genel ve doğruluğu uluslararası alanda kanıtlanabilir'' boyuta taşımıştı. 43 yıldır terör saldırıları düzenleyen ETA, bazı İspanyol kaynaklarına göre 829, bazılarına göre de 859 kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor.

ETA'nın açıklamasında ne örgütün feshedilmesine ne de silah teslim edilmesine herhangi bir atıfta bulunulmaması dikkat çekti.

AA