Dağlıca baskınının üzerinden 4 yıl geçti. 12 Mehmetçiğin şehit düştüğü saldırıyla ilgili ihmal ve ihanet iddiaları yargıya taşındı. Olayın yaşandığı dönemde yarbay rütbesiyle görev yapan Dağlıca komutanı Onur Dirik, çarpıcı iddialarda bulundu. Baskından üstlerini sorumlu tutan Dirik, 'Saldırıdan 4 saat önce operasyon yapacaktık. Emir geldi, iptal ettik. Ardından baskın yedik.' diyor.
Dağlıca 3. Motorlu Piyade Taburu, 21 Ekim 2007'de teröristlerin saldırısına uğradı. Baskında 12 asker şehit düştü, 8 asker de kaçırıldı. Saldırının üzerinden 4 yıl geçti. İhmal ve ihanet iddiaları yargıya taşındı. O günlerde adı en sık gündeme gelen isimlerden biri de o dönemin Dağlıca komutanı olan Yarbay Onur Dirik'ti.
PKK'nın döşediği mayını eliyle imha etmesi için emir vererek Üsteğmen Çağlar Canbaz'ın ölümüne sebep olmaktan yargılanan Dirik, geçtiğimiz günlerde hapse mahkûm edildi. Ordudan atılan eski Dağlıca Komu-tanı'nın rütbeleri de söküldü.
Dağlıca saldırısını Zaman'a anlatan Dirik, kamuoyuna yansıyan bilgiler için "Buz dağının görünen kısmı." diyor ve bütün bildiklerini savcılara anlatmaya hazır olduğunu söylüyor. Baskından 28 gün önce teröristlerin olağanüstü hareketlilik içerisinde olduklarını tespit ettiklerini vurguluyor. Bunun üzerine tabur içinde özel bir bölük oluşturarak saldırıdan 4 saat öncesinde teröristlere baskın planladıklarını dile getiriyor.
Ancak üst komutanların bu operasyonu iptal ederek, bölüğü teröristlerin bulunduğu bölgenin tersi bir istikamete yönlendirdiğini iddia ediyor. Dirik, görevine odaklanamaması konusunda da ilginç açıklamalar yapıyor: "Tabur Çukurca'dan Dağlıca'ya taşındığı günden beri inşaat işiyle meşgul edildim."
Yüksekova'ya bağlı Dağlıca köyünde bulunan 3. Motorlu Piyade Taburu, 21 Ekim 2007'de teröristlerin saldırısına uğradı. Hain eylemde 12 asker şehit düştü. Elini kolunu sallaya sallaya tabura kadar gelen PKK'lılar, 8 askeri de kaçırdı. İhmal ve ihanet iddiaları yargıya taşındı. Adı en sık gündeme gelenlerden biri de baskın olduğunda Dağlıca komutanı olan Yarbay Onur Dirik'ti.
Hakkında pek çok şey yazıldı. Onur Dirik, geçtiğimiz günlerde PKK'nın döşediği mayını eliyle imha etmesi için emir verdiği iddiasıyla Üsteğmen Çağlar Canbaz'ın ölümüne sebep olmaktan hapse mahkûm edildi. Albay rütbesindeyken ordudan atılan Onur Dirik, 'er' statüsüne düşürüldü. Dirik, Zaman'a Dağlıca saldırısına ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu.
Onur Dirik, kamuoyuna yansıyan bilgilerin buz dağının görünen kısmı olduğunu anlatıyor. Baskınla ilgili tüm bildiklerini cumhuriyet savcılarına anlatmaya hazır olduğunu söylüyor. PKK'nın, Dağlıca taburu hakkında ciddi istihbarata sahip olduğuna dikkat çekiyor. Saldırı anında düğünde olduğu yönündeki iddiaların yalan ve iftira olduğunu söylüyor. Köydeki düğüne saldırıdan 36 saat önce gittiğini ve o gün personelin önemli bir kısmının izinli olmadığını da vurguluyor.
Saldırıdan iki ay sonra taburda yapılan yılbaşı eğlencesini askerlere moral olması amacıyla düzenlediklerini belirten Dirik, o görüntülerin amacından saptırılmış bir şekilde servis edildiğini savunuyor. Saldırıya ilişkin hazırlanan idari tahkikat raporunun akıbetinden endişe duyduğunu belirtiyor. Birilerinin, kendisini itibarsızlaştırarak saldırıya ilişkin ihmalleri üzerine yıkmaya çalıştığını savunuyor. İşte Onur Dirik'in açıklamalarından bazı bölümler:
MUHAREBE KABİLİYETİMİZ TÖRPÜLENDİ
"Dağlıca saldırısı öncesinde ve sonrasında bazı olağanüstü gariplikler yaşandı. Bu yaşananlar askerlik tabiatına aykırı. Tabur, Çukurca'dan Dağlıca'ya taşındığı günden beri inşaat işiyle meşgul edildim. Bir müteahhidin yapması gereken işler, sırf kaynak yokluğu bahane edilerek bize yaptırıldı. Alan hâkimiyeti kurmakla görevli taburun yaşadığı gelişmelere ilişkin cevaplandırılması gereken ciddi ve vahim noktaların olduğunu düşünmekteyim. Taburun muharebe etkinliği zaman içerisinde törpülendi. Ve sanki saldırıya karşı güçsüz hale getirilmek istendi. İnşaat malzemesi gelmeyen yere Kobra da gelmez. Bunu ben görüyorsam, terörist de görüyordur. Ancak yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen teröristlerin varlık ve faaliyetlerine yönelik gerekli tedbirleri aldık."
Dağlıca 3. Motorlu Piyade Taburu, 21 Ekim 2007'de teröristlerin saldırısına uğradı. Baskında 12 asker şehit düştü, 8 asker de kaçırıldı. Saldırının üzerinden 4 yıl geçti. İhmal ve ihanet iddiaları yargıya taşındı. O günlerde adı en sık gündeme gelen isimlerden biri de o dönemin Dağlıca komutanı olan Yarbay Onur Dirik'ti.
PKK'nın döşediği mayını eliyle imha etmesi için emir vererek Üsteğmen Çağlar Canbaz'ın ölümüne sebep olmaktan yargılanan Dirik, geçtiğimiz günlerde hapse mahkûm edildi. Ordudan atılan eski Dağlıca Komu-tanı'nın rütbeleri de söküldü.
Dağlıca saldırısını Zaman'a anlatan Dirik, kamuoyuna yansıyan bilgiler için "Buz dağının görünen kısmı." diyor ve bütün bildiklerini savcılara anlatmaya hazır olduğunu söylüyor. Baskından 28 gün önce teröristlerin olağanüstü hareketlilik içerisinde olduklarını tespit ettiklerini vurguluyor. Bunun üzerine tabur içinde özel bir bölük oluşturarak saldırıdan 4 saat öncesinde teröristlere baskın planladıklarını dile getiriyor.
Ancak üst komutanların bu operasyonu iptal ederek, bölüğü teröristlerin bulunduğu bölgenin tersi bir istikamete yönlendirdiğini iddia ediyor. Dirik, görevine odaklanamaması konusunda da ilginç açıklamalar yapıyor: "Tabur Çukurca'dan Dağlıca'ya taşındığı günden beri inşaat işiyle meşgul edildim."
Yüksekova'ya bağlı Dağlıca köyünde bulunan 3. Motorlu Piyade Taburu, 21 Ekim 2007'de teröristlerin saldırısına uğradı. Hain eylemde 12 asker şehit düştü. Elini kolunu sallaya sallaya tabura kadar gelen PKK'lılar, 8 askeri de kaçırdı. İhmal ve ihanet iddiaları yargıya taşındı. Adı en sık gündeme gelenlerden biri de baskın olduğunda Dağlıca komutanı olan Yarbay Onur Dirik'ti.
Hakkında pek çok şey yazıldı. Onur Dirik, geçtiğimiz günlerde PKK'nın döşediği mayını eliyle imha etmesi için emir verdiği iddiasıyla Üsteğmen Çağlar Canbaz'ın ölümüne sebep olmaktan hapse mahkûm edildi. Albay rütbesindeyken ordudan atılan Onur Dirik, 'er' statüsüne düşürüldü. Dirik, Zaman'a Dağlıca saldırısına ilişkin çarpıcı iddialarda bulundu.
Onur Dirik, kamuoyuna yansıyan bilgilerin buz dağının görünen kısmı olduğunu anlatıyor. Baskınla ilgili tüm bildiklerini cumhuriyet savcılarına anlatmaya hazır olduğunu söylüyor. PKK'nın, Dağlıca taburu hakkında ciddi istihbarata sahip olduğuna dikkat çekiyor. Saldırı anında düğünde olduğu yönündeki iddiaların yalan ve iftira olduğunu söylüyor. Köydeki düğüne saldırıdan 36 saat önce gittiğini ve o gün personelin önemli bir kısmının izinli olmadığını da vurguluyor.
Saldırıdan iki ay sonra taburda yapılan yılbaşı eğlencesini askerlere moral olması amacıyla düzenlediklerini belirten Dirik, o görüntülerin amacından saptırılmış bir şekilde servis edildiğini savunuyor. Saldırıya ilişkin hazırlanan idari tahkikat raporunun akıbetinden endişe duyduğunu belirtiyor. Birilerinin, kendisini itibarsızlaştırarak saldırıya ilişkin ihmalleri üzerine yıkmaya çalıştığını savunuyor. İşte Onur Dirik'in açıklamalarından bazı bölümler:
MUHAREBE KABİLİYETİMİZ TÖRPÜLENDİ
"Dağlıca saldırısı öncesinde ve sonrasında bazı olağanüstü gariplikler yaşandı. Bu yaşananlar askerlik tabiatına aykırı. Tabur, Çukurca'dan Dağlıca'ya taşındığı günden beri inşaat işiyle meşgul edildim. Bir müteahhidin yapması gereken işler, sırf kaynak yokluğu bahane edilerek bize yaptırıldı. Alan hâkimiyeti kurmakla görevli taburun yaşadığı gelişmelere ilişkin cevaplandırılması gereken ciddi ve vahim noktaların olduğunu düşünmekteyim. Taburun muharebe etkinliği zaman içerisinde törpülendi. Ve sanki saldırıya karşı güçsüz hale getirilmek istendi. İnşaat malzemesi gelmeyen yere Kobra da gelmez. Bunu ben görüyorsam, terörist de görüyordur. Ancak yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen teröristlerin varlık ve faaliyetlerine yönelik gerekli tedbirleri aldık."
TABUR NEREDEYSE TÜMÜYLE BOŞALTILDI
"Saldırıdan 28 gün önce teröristlerin olağanüstü hareketlilik içerisinde olduklarını tespit ettik. Tabur içerisinde oluşturduğumuz özel bir bölükle saldırıdan 4 saat öncesinde operasyon planı yaptık. Operasyonun hedef ve istikametinde teröristlerin toplandıkları Oramar Tepe ve 2522 rakımlı tepe bölgeleri vardı. Ancak bu operasyon, başlamadan hemen önce üst komutanlıklar tarafından iptal edildi. Ve amaçlanan operasyonun tam tersi yönde, taburu bütünüyle boşaltacak mahiyette bir yol emniyet operasyonu emri verildi. Dağlıca'da yaşananlarla ilgili idari tahkikat dosyasına konulmak üzere ilgili makamlara takdim ettiğim çok kritik raporların emin ellerde muhafaza edildiğini ümit ediyorum. Çünkü bu raporlar Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutacak mahiyettedir."
KİMLİĞİ BELİRSİZ HAVA ARACINI GÖRDÜK
"Dağlıca'ya yönelik yapılan saldırı, PKK'nın o güne kadar yürüttüğü taktiğin çok ötesindeydi. Orada bir cephe savaşı yaşandı. 33 saat süren çatışmada PKK'nın hedefi taburu tamamen ortadan kaldırmak ve beni dahi esir almaktı. Saldırının amacı da hükümeti, kamuoyu ve farklı güç eksenleri nezdinde zor duruma düşürmekti.
Teröristler, 18'e yakın ağır uçaksavar silahı kullandı. Zamanında aldığım tedbirler olmasaydı şehit sayısı 100'ü geçerdi. Olay sonrasında en doğru açıklamaları rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile Şamil Tayyar yaptı. Tayyar'ın köşesinde bahsettiği 'kimliği belirsiz hava aracını' 4 saat boyunca çatışma anında tüm tabur gördü. Halbuki o dönemde TSK'nın envanterinde İHA (insansız hava aracı) yoktu. Helikopterlerin gelmesiyle o araç kayboldu. Olay sonrasında bu konu üzerinde bir tahkikat yapılmadı."
Dağlıca'yı üzerime yıkmak istiyorlar
"Şehit Üsteğmen Çağlar Canbaz'a mayını sökmesi yönünde emir vermedim. Olayın üzerinden iki yıl geçtikten sonra hakkımda dava açılması, Dağlıca saldırısıyla ilişkili. Canbaz, bana yazdığı bir mektupta, amirlerinin baskısından bunaldığını ve bir gün bir mayın bulup kendisini patlatacağını söylüyordu. Canbaz'ın kendi el yazısıyla yazdığı mektup, mahkeme tarafından dikkate alınmadı. Ayrıca olaya ilişkin tüm belgelerin imha edildiğini üst düzey bir generalden şifahen duydum. Kusurlu bir komutan olarak gösterilerek, Dağlıca'da yaşananların böylece üzerime yıkılmak istendiğini düşünüyorum."
Raporlar yakın tarihe ışık tutacak
Dağlıca saldırısında PKK'nın, o güne kadar yürüttüğü taktiğin çok ötesine geçtiğini belirten Onur Dirik, teröristlerin 18'e yakın ağır uçaksavar silahı kullanmasına dikkat çekiyor. Dirik, Dağlıca'da yaşananlarla ilgili idarî tahkikat dosyasına konulmak üzere yetkili makamlara çok kritik raporlar verdiğini belirtiyor ve ekliyor: "Bu raporların emin ellerde muhafaza edildiğini ümit ediyorum. Çünkü bu raporlar Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutacak mahiyettedir."
Zaman
"Saldırıdan 28 gün önce teröristlerin olağanüstü hareketlilik içerisinde olduklarını tespit ettik. Tabur içerisinde oluşturduğumuz özel bir bölükle saldırıdan 4 saat öncesinde operasyon planı yaptık. Operasyonun hedef ve istikametinde teröristlerin toplandıkları Oramar Tepe ve 2522 rakımlı tepe bölgeleri vardı. Ancak bu operasyon, başlamadan hemen önce üst komutanlıklar tarafından iptal edildi. Ve amaçlanan operasyonun tam tersi yönde, taburu bütünüyle boşaltacak mahiyette bir yol emniyet operasyonu emri verildi. Dağlıca'da yaşananlarla ilgili idari tahkikat dosyasına konulmak üzere ilgili makamlara takdim ettiğim çok kritik raporların emin ellerde muhafaza edildiğini ümit ediyorum. Çünkü bu raporlar Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutacak mahiyettedir."
KİMLİĞİ BELİRSİZ HAVA ARACINI GÖRDÜK
"Dağlıca'ya yönelik yapılan saldırı, PKK'nın o güne kadar yürüttüğü taktiğin çok ötesindeydi. Orada bir cephe savaşı yaşandı. 33 saat süren çatışmada PKK'nın hedefi taburu tamamen ortadan kaldırmak ve beni dahi esir almaktı. Saldırının amacı da hükümeti, kamuoyu ve farklı güç eksenleri nezdinde zor duruma düşürmekti.
Teröristler, 18'e yakın ağır uçaksavar silahı kullandı. Zamanında aldığım tedbirler olmasaydı şehit sayısı 100'ü geçerdi. Olay sonrasında en doğru açıklamaları rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile Şamil Tayyar yaptı. Tayyar'ın köşesinde bahsettiği 'kimliği belirsiz hava aracını' 4 saat boyunca çatışma anında tüm tabur gördü. Halbuki o dönemde TSK'nın envanterinde İHA (insansız hava aracı) yoktu. Helikopterlerin gelmesiyle o araç kayboldu. Olay sonrasında bu konu üzerinde bir tahkikat yapılmadı."
Dağlıca'yı üzerime yıkmak istiyorlar
"Şehit Üsteğmen Çağlar Canbaz'a mayını sökmesi yönünde emir vermedim. Olayın üzerinden iki yıl geçtikten sonra hakkımda dava açılması, Dağlıca saldırısıyla ilişkili. Canbaz, bana yazdığı bir mektupta, amirlerinin baskısından bunaldığını ve bir gün bir mayın bulup kendisini patlatacağını söylüyordu. Canbaz'ın kendi el yazısıyla yazdığı mektup, mahkeme tarafından dikkate alınmadı. Ayrıca olaya ilişkin tüm belgelerin imha edildiğini üst düzey bir generalden şifahen duydum. Kusurlu bir komutan olarak gösterilerek, Dağlıca'da yaşananların böylece üzerime yıkılmak istendiğini düşünüyorum."
Raporlar yakın tarihe ışık tutacak
Dağlıca saldırısında PKK'nın, o güne kadar yürüttüğü taktiğin çok ötesine geçtiğini belirten Onur Dirik, teröristlerin 18'e yakın ağır uçaksavar silahı kullanmasına dikkat çekiyor. Dirik, Dağlıca'da yaşananlarla ilgili idarî tahkikat dosyasına konulmak üzere yetkili makamlara çok kritik raporlar verdiğini belirtiyor ve ekliyor: "Bu raporların emin ellerde muhafaza edildiğini ümit ediyorum. Çünkü bu raporlar Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutacak mahiyettedir."
Zaman
0 yorum:
Yorum Gönder