Künyemi kaybettim, hükümsüz bir kimlik neyse oyum şimdi ;
caddelerin ışıklarını yanık bırakarak çıkıyorum şehirden,
elimi görmeyen, elimi tutmayan bu yerde oynayacak birşeyim
kalmadı artık ; kalmadı bende biriken çölü ve denizinden parçası :
—Kumun ve suyun...
Çiçekler sararmış, sonbahar en çok ağaçlara yakışıyor, bir de
aklımı tekmeleyip duran gençliğime, O Wells’i daha iyi anlar oldum
sara her yandan bulaşıyor, ben kendi meczupluğumda kalmalıyım ;
kurusa da gölünü terketmeyen bir sandal gibi korunmalıyım :
—Yatağında ve çürüyerek...
Aşk tazeler şimdi, demlenir tomurcuk zamanın ince ayarında ;
yeşerir kendini yatağına bırakan ne varsa o coşkuyla akar,
zamansız açışlarında kurur, küser toprağa ve hayata anlam
her aşk bilir tükeneceğini sonbaharında ! Arayanın yanlış eli :
—Okşanan ve tokatlanan...
Heyecan arama boşuna, giden bilmez ne göreceğini, kalan üzülür ;
yaşamın özürlüsü döner kendine yeni bir parça eklemek için anılarına
yeni hayatlar aralanır, gün ve hesap değişir ; başka kapılara açılır kapılar
çukurun örter seni, kendini kaz bırakıldığın uçurum başlarında ; önünde :
—Yar ve yâr !
Cenk Koyuncu
0 yorum:
Yorum Gönder