What a Great Game, You Should try

23 Ağustos 2011 Salı

MUTLULUĞUN GİZİ

Bir tüccar Mutluluğun Gizini öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin
yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir
tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada
yaşıyormuş.
    Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği
salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış: Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar
bir köşede sohbet ediyor, bir orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş; dünyanın dört
bir yanından gelmiş lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da varmış. Bilge sırayla
bu insanlarla konuşuyormuş ve bizim delikanlı kendi sırasının gelmesi için iki
saat beklemek zorunda kalmış.
    Delikanlının ziyaret nedenini
açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge, ama Mutluluğun Gizini açıklayacak zamanı
olmadığını söylemiş ona. Gidip sarayda dolaşmasını kendisini iki saat sonra
görmeye gelmesini söylemiş.
    - "Ama, sizden bir ricada
bulanacağım", diye eklemiş, delikanlının eline bir kaşık verip sonra bu kaşığa
iki damla sıvıyağ koymuş. "Sarayı dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı
dökmeyeceksiniz."
    Delikanlı sarayın merdivenlerini inip-çıkmaya
başlamış, gözünü kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış.
"Güzel, demiş bilge, peki yemek salonumda ki acem halılarını gördünüz
mü?
    Bahçıvan Baş’ının yaratmak için on yıl çalıştığı bahçeyi gördünüz
mü? Kütüphanedeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?
    Utanan
delikanlı hiçbir şey görmediğini itiraf etmek zorunda kalmış. çünkü bilgenin
kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çabalamış, başka bir şeye dikkat edememiş.
   - "Öyleyse git, evrenimin harikalarını tanı", demiş ona
bilge, "oturduğu evi tanımadan bir insana güvenemezsin."
    İçi
rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış. Bu kez, duvarlara
asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat ediyormuş. Bahçeleri,
çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini, bulundukları yerlere yakışan sanat
yapıtlarının zarafetini görmüş. Bilgenin yanına dönünce gördüklerini bütün
ayrıntılarıyla anlatmış.
    - "Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ
nerede?" diye sormuş bilge. Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş
olduğunu görmüş.
    - "Peki", demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi,
"sana verebileceğim tek bir öğüt var:
- "
Mutluluğun Gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla
yağı unutmadan."

0 yorum:

Yorum Gönder